ENURESİS NOCTURNA ( UYKUDA İŞEME )
1. Enuresis nocturna (geceleri yatak ıslatma veya uykuda işeme) nedir, ne sıklıkta görülmektedir?
Enuresis nocturna çocukluk çağının en sık karşılaşılan sorunlarından birisidir. Yedi yaşındaki çocukların yaklaşık yüzde onbeşinde mevcuttur. Çocuk gece yatağa yatıp uyuduktan bir süre sonra yatağına işer. Genellikle bu durumdan sabaha kadar haberi olmaz. Sabah uyandığında çocuk genellikle utanç içindedir ve bu durumdan çevresine hissettirmese bile büyük bir rahatsızlık duyar. Ailelerin bir kısmı bu durumdan çocuklarının rahatsız olmadığından yakınsalarda aslında durum tam olarak böyle değildir. Çocu utancını saklamaya çalışır. Beş yaşından büyük çocuklar eğer uykuda işemeye devam ediyorsa ve bundan rahatsızlık duyuyorlarsa mutlaka bu durumun ortadan kaldırılması için çaba gösterilmesi gerekir. Ailelerin pekçoğunda olan ortak bir yargı da, bu durumun yalnız kendi ailelerinde yaşandığının zannedilmesidir. Aslında sorun sık olarak görülür ama aile içerisinde halledilmeye çelışıldığı için çevreye durulmaz ve profesyonel yardım pek aranmaz.
2. Enürezis noktürna sadece çocuklarda mı görülmektedir?
Enursis bir çocukluk hastalığıdır ve çoğunlukla zaman içerisinde kendiliğinden geçer. Burada sorun bu durumun ne zaman ortadal kalkacağının bilinmemesidir. Olguların az bir kısmında ise durum erişkin çağlarda da devam eder. Askerlik döneminde ancak doktora gidebilen pek çok olgu mevcuttur. Yatılı okullarda arkadaşlık nedeniyle gizli kalan pek çok örnek mevcuttur. Erişkinlerde % 1 oranında görüldüğü yalnızca tahmin edilmektedir. Bu durumun saklanması toplumdaki sıklığının tam olarak bilmemizi engellemektedir. Kaba bir hesapla Türkiye’de 700000 enüretik olduğu söylenebilir. Ancak unutulmamalıdır ki, her yaştaki hasta tedavi edilebilir.
3. Enürezis noktürna’nın sebepleri nelerdir?
Normalde bir yetişkin günde en az 5 en çok 7 kere idrara çıkar. Kaba bir hesapla bu 3 saatte bir tuvalete gidiyoruz anlamına gelir. Geceleri ise neredeyse 9 saat boyunca hiş idrar yapılamz. Bunun nedeni beyinden salgılanan antidiüretik hormonudur (ADH). Bu hormon yalnız geceleri salgılanır. Hormonun etkisi böbreklerden su emilimi sağlanarak daha koyu bir idrar üretilmesidir. Böylece vücudun atması gereken tuzlu maddeler idrarla atılırken, idrar daha yoğun olduğu için gece daha az idrar çıkar. Bu nedenle sağlıklı bireylerde sabah idrarı gün içindekilerden çok daha koyu renklidir. Enüretik çocuklarda bu hormon uykuda normal biktarda salınsa bile böbreklerin buna cevabı yeterli olmayabilir. Sonuçta uykuda işeyen çocukların bir kısmı gece idrarlarını koyulaştıramadıkları için mesaneleri daha kolay dolar. Ayrıca enüretik çocukların önemli bir kısmında uyanamama sorunu mevcuttur. Bu çocuklar aileleri tarafından “uykusu çok ağır” diye tanımlanır. Aslında bu çocuklar ağır uykudan çok rahatsız bir uyku uymaktadırlar. REM uykusu denilen rüya görme periyodu bu çocuklarda daha uzundur. Uyanamadıkları için uykuda işeme işlemini kolaylıkla kontrol edemezler. Bazı olgularda da mesanenin kapasitesi beklenenden daha küçük olduğu için çocuklar bu durumla uykuda başedemezler.
4.Enürezis noktürna genetik midir, aileden çocuğa geçer mi?
Hastalığın kalıtılmasını sağlayan tek bir gen söz konusu değildir ancak genetik faktörlerin bu duruma katkıda bulunduğu da bir gerçektir. Sorulduğunda ailede mutlaka bir başka enüretiğin bulunduğu ortaya çıkar. %20-30 olasılıkla anne veya baba da çocukken uykuda işemektedirler. Eğer hem anne hem de baba çocukluklarında enüretik idilerse çocuğun enüretik olma şansı neredeyse %70’tir.
5.Enürezis noktürna tedavi edilmez ise nasıl sonuçlara neden olur, neden tedavi edilmelidir?
Enuresis nocturna tıbbi terminolojide bir hastalık olarak değil gelişmede bir gecikme olarak değerlendirilse bile, çocuğun sosyal olduğu yaştan sonra da devam ettiği durumlarda mutlaka tedavi edilmelidir. Çünkü olayın çocuğun psikolojik yapısına etkisi çok büyüktür. Çocuklardaki psikolojik bozuklukların bu rahatsızlığa neden olması pek mümkün değildir, ama tedavi edilmediğinde enuresis nocturna çoğunlukla psikolojik bozukluklara neden olur. Bu sorunların başında çocuğun özgüvenini ve özbenlik kavramını yitirmesi gelmektedir. Zamanla saldırganlık gibi davranışlar gelişebilir. Ailelerin bir kısmı sorunu önemsemeyebilir. Özellikle aile içinde sorun gizlenerek örtbas edilmeye çalışılır. Böyle durumlardaki çocuklar ve gençler zaman içerisinde bazı koruma mekanizmaları geliştirirler. Bunların içerisinde en tipik olanlarından biri gece yatıya başka bir yere gitmekten kaçırma gelir. Buna bağlı olarak arkadaşlık ilişkileri zarar görebilir ve kişi içine kapanabilir. Bunun tersine bazı anne babalar da çocuğun uykuda işemesini kendilerini cezalandırmak üzere özellikle yaptığını düşünürler ve çocuğu cezalandırma yoluna gidebilirler. Aynı şekilde profesyonel yardım almadan aşırı beklentilerle ödüller vaadedilmesi de olumsuz sonuçlara yol açabilir.
6. Enürezis noktürna nasıl teşhis edilir?
Hastalığın tanısı yakınmanın ortaya konması ile kolaylıkla yapılabilir. Burada sorun bu hastalıkla karışabilen ve böbrek yetmezliği gibi çok daha ağır fiziksel hasarlara yol açabilen hastalılardan ayırd edilebilmesidir. Genellkile hekimin hastalığı dikkatle sorgulaması ve basit bir idrar incelemesi ile idrar yolu enfeksiyonu gibi idrar kaçırmaya neden olabilecek hastalıkların elenmesi tanı için yeterlidir.
7. Enürezis noktürna’nın tedavisi var mı? Varsa, uygulanan tedaviler nelerdir?
Enuresis nocturna tedavi edilebilir bir rahatsızlıktır. Tedavinin ilk basamağı yaşam şeklinin ve bazı alışkanlıkların değiştirilmesidir. Bunun için alınacak önlemlerden en önemlisi yatarken alınan sıvı miktarının kısıtlanmasıdır. Bu önlemle beraber çocuğa kendisi tarafından doldurması için bir gece işeme takvimi verilir. Motivasyon tedavisi olarak adlandırılan bu yöntemle çocuk her sabah uyandığında takvime eğer yatak ıslaksa bir bulut kuruysa güneş çizer. Bu takvim belirli aralıklara hekim tarafından değerlendirilir. İlerleme kaydedildiğinde çocuk cesaretlendirilir.
Motivasyon tedavisi eğer sorunun çözümünü sağlamıyorsa alarm tedavisine başlanabilir. Bu tedavi yöntemi bir tür davranış tedavisidir. Gece yatarken çocuğun omzuna pilli bir zil cihazı monte edilir. Bu cihaz çocuğun pijamasının omuz kısmına cırtcırtlı bir mekanizma ile kolayca uygulamnabilir. Cihazdan çıkan ince bir kablonun ucundaki bir sıvı algılayıcısı külota yerkleştirilir. Çocuk işediğide kulağın hemen yakınındaki zil çalmaya başlar. Zil sesinin susturulabilmesi için yapılması gereken tek şey banyoya gidilerek çamaşırların çıkartılmasıdır. Çünkü cihazı susturacak bir kapatma düğmesi bulunmamaktadır. Çocuk temizlenir ve yatağa geri döner. Bir süre sonra işemenin hemen öncesinde beyin uyarılarak çocuğun işemeden hemen önce uyanması veya işemeyi engellemesi sağlanır. Tedavini temel pirensibi en az 6 ay buyunca aralıksız olarak uygulanması gerekliliğidir. Uygulamaya ara verilmesi durumunda başarı şansı düşer.
Daha yaygın ve kolay bir diğer tedavi yöntemi ise ilaç kullanılmasıdır. Eskiden yaygın olarak kullanılan antidepresanlar ve antikolinerjikler yan etkileri ve tedavideki düşük başarıları nedeniyle günümüzde artık kullanılmamaktadırlar. Günümüzde modern tedavi için Desmopressin kullanılmaktadır. Desmopressin hormon olmadığı halde antidiüretik hormonun etkisini taklit ederek gece yatmadan hemen önce alındığında idrarın koyulaşmasını sağlayarak mesanenin erkenden dolmasını engeller. Böylece gece işemesi engellenir. İlacın güzel bir özelliği dile yapışma tabletleri şeklinde bir formu olduğundan susuz olarak alınabilmesidir. Bu ilacında yine en az 6 ay süreyle sürekli kullanılması gerekir.
8. İlaç tedavisinin yan etkileri var mıdır? İlacın kullanımı çocuk için kolay mıdır?
Desmopressin ile ilgili olarak hasta ailelerinin en yaygın olarak sordukları soru, ilacın kısırlığa yol açıp açmadığıdır. Nereden kaynaklandığı belli olmayan bu kuşku bir şehir efsanesi olarak kulaktan kulağa dolaşmaktadır. İlacın kısırlığa yol açıcı bir etkisi kesinlikle yoktur. Ayrıca su kısıtlamasına dikkat edildiği takdirde ilacın çok önemli bir yan etkisi de yoktur. Nadiren baş ağrısı, bulantı veya kusma yapabilir. Böyle durumlarda hekime başvurulması gerekir.
9. Bazı ailelerin tedaviden korkmasının nedeni nedir?
Enuresis nocturna ile ilgili sayısız söylenti mevcuttur. Muhtemelen bunun nedeni hastalığın sürekli olarak çevreden saklanması ve profesyonellere danışmadan kulaktan dolma bilgilerle tedavi edilmeye çalışılmasıdır.
10. Aileler gece yatak ıslatma sorunu olan çocuklara nasıl davranmalıdır?
Bu soru belkide konunun en önemli bölümünün altını çizmekte. Çocuğun cezalandırılması, utandırılması, haklarının kısıtlanması anne baba tarafından en çok uygulanan yanlış yöntemlerdir. Tersine aşırı toleranslı davranarak hastalığın yok farzedilmesi de soruna çözüme katkı sağlamaz. Tedavide temel prensip öncelikle hastalığın varlığının kabul edilerek bir hekimden yardım alınmasıdır. Çocuğa bu durumun kimsenin kabahati ve eksikliği olmadığı, mutlaka geçeceği ve yaygın bir durum olduğu, ona yeterince zaman ayırarak anlatılmalıdır. Çocuğun yukarıdaki özellikleri anlaması mutlaka sağlanmalıdır. Değilse hangi tür tedavi kullanılırsa kullanılsın tedavi eksik kalacaktır.